15.7.12

KAYIP

Evet evet hava sıcak ... haliyle takat kalmıyor yazı yazmaya. Geçen günlerin bir özetini geçeyim istedim.
Bir kaç günlüğüne çalışma fırsatı buldum. Maksat seneye es kaza mezun olmayı başarabilirsem ellerinde bir adet öz geçmiş bulunsun.
Şirket az biraz uzak olduğundan servis bilgileri mailime yollandı. Ben kaçırırım tee Esenyurt'u bulamam diye yediye doğru anca gelen servisi altı buçukta beklemeye başlayan tez canlı kişisi olarak ilk sabah beklemeye koyuldum. Şehirler arası otobüsün servis niyetine koyulduğu gerçeğiyle şaşırmış olarak bindim otobüse. Ha ilk günden doğru yerde inmeyi de başardım zira servis insanları saça saça adeta kendi ülkesini kurmuş şirketin büyük topraklarında ilerlemekteydi.
Güvenlik engellerini kart sorulmadan geçen genç Meriç görev alanını sorgulamaktaydı. Merkez binaya kadar sorulmamış olması da ilginç neyse ki biri bir dur ne işe geldin dedi de kapıya kimlik vermeden kartını almadan nası geldin sen buraya tribine bürünen güvenlik gurusu hatalarından ötürü yardım etti çalışacağım departmanı buldum. İnsan kaynakları çalışanları içten sıcak ve samimi insanlardı. O yüzden çalışırken fazla bocalamadım. Herkes ilgili ve yardımcıydı her konuda. İlk gün kaldı dört düşüncesiyle hızlı geçti. Diğer günlerde öyle erken kalkmaya alışık olmayan genç Meriç için uykulu ve rüya tadında geçti.
Bilmiyorum kaçıncı gündü; illaki kayıp ruh genç Meriç klişesinin gözler önüne serildiği kaybolma vakalarıma bir yenisi daha eklendi, servisle gidilen bir şirketti bulmakta dahi kayboldum. Aynı hat üzerinde gidip gelen bir diğer servis mevcutmuş. Ben her sabah olduğu gibi uyku mahmuru servisi beklemekteyken ilk gördüm servis kılıklı üzerinde firma adı yazılı otobüse atladım. Ama hissiyat farklı bir gariplik var... zaten ne vakit kaybolsam içimden bir zevzek konuşmakta gene yanlış otobüstesin diye. Uykulu beyinle fazla kaale almadım tabi zamanla yol aynı yol yüzler farklı hadi bakalım nere gidiyoruz diye yanlış otobüs tribine içten içe girdim. Herkes iniyordu bizim firmanın farklı kapısı herhalde diye bir güzel varılan noktada da inildi. Ben bulurum genel merkezi edasıyla kimseye bir şey sormadan kapıdan içeride girdim. Ne ilginçtir gene kart, kimlik sorulmadı. Fabrika kapısıymış ilerledim ilerledim bir kaç bina geçtim "bunu nasıl beceriyorum her seferinde" diye düşünmekte görünürdeki binaya girdim ve birine sordum. Ahh!! cevap içimdeki zevzeğin bastırdığım kahkahalarını duymama yetti. Semt dahi tutmuyor yanlış yere gelmişim. Gerisin geri geldiğim yolu göstererek kapıdan belirli saatlerde servis olduğu haberiyle Hoşdere nere Esenyurt nere ki koca koca yazmışlar servisin önüne kör müsün nidalarıyla servise doğru on dakika yürüdüm.
Genel merkeze gelip yerime geçtiğimde saat dokuzu bulmuştu. Ve evet bu absürt olay uyku mahmurluğuna sığınarak anlattım. Zira herkes nerede olduğumu merak etmişti. Diğer günler birbirinin aynı ve daha az kayıpla geçerken ben tam alışmışken bitti iş. Ortamı çalışma şartları iyi olan bir şirket ve çalışanına bu kadar çok değer veren bir başka bünye görmedim. Öyle bir şirket düşünün ki siz çok çalıştığınızda izin günleri hediye etsin. Bu ay çalışma saatlerini aşmışsınız falanca bey/hanım alın size bir iki gün izin diyen bir yönetim anlayışı var. Mülakata mı geliyorsunuz evinizden bir taksiye atlayın geliverin biz karşılarız yollarda değerli vaktiniz yitip gitmesin anlayışındalar. Velhasıl kelam sevilesi ve severek çalışılası bir yerdi..




Bunun dışında blogun konseptini değiştirme düşüncesindeyim bilahare bunun hakkında görüşlerinizi duymak ve tikkate almak isterim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfalar