14.12.14

Her şey artık her şey

                                           ***
(bak tam burası en yararlı yerim benim.insanın uyku dediği.)

Tamam. Çık. Şekerler al dışardan yeşil ve jöle
Bu evde uykudan söz etmeyelim,
Getir hatıranı, ko gelsin o da, ben senin hatıranı öpüp başıma
Ama döndüğünde Mihrimah. N'olur uyuma!

N'olur uyuma. Yağmur. Sakin sakin. Ara ara. Yağıyor
Uyuma! Her şey artık her şey tüccarların elinde.
Biz seninle kışa girmiş iki sardunya gibi
Oturacağız, bekleyeceğiz. N'olur uyuma!

Uyuma!

Ateşim vardı. Sıçradım mı?
Sıçradım mı?
Bilmiyorum ki! Hep altta kalmıyordur
belki hatira

Birhan Keskin


"insanın en yaralı yeri kalbiymiş meğer ben bilmiyormuşum. Altta kalmıyormuş hatira uykusuzluğum bundanmış öyle öğrendim."

6.12.14

mazi



bir zamanlar çok dedim dinlemedi...

14.11.14

INSAN BAZEN

( nerden düştü ki aklıma.... )




insan bazen... bırakır bir yanını dünden kalmış bulaşıklara bazen yeter! der. Kapıdan on adım ötede alır yapacağı şeyin kararını ama o on adım bazen ileri götürür bazen geriye düşürür. Bazen aşka götürür bazende uzaklaştırır.

Foto:mariamsitchinava

19.10.14

sesimdeki yalanları doğrulara çevirelim bugün...

Neler oldu biraz hayata değinelim;
Amaçsız belkide aylak meriç kişisinden bir adet meemur olur fikrine kapılıp kpss sürecine dadandım. ama bu bünyeye ders çalışmak tersmiş unuttum. O yetmedi bir vakitler ki hayallerin peşine adımlar atıldı yani itinayla hayaller güncellenir de umarım bu sefer pes etmem. Sonrası aşklar ilişkiler çorba kıvamında geçti zaman.
Artık olay yerinden bildirme sürecine geçtim. Arkası yarın... görüşmek üzere

17.8.14

GERÇEK ŞU Kİ...

" gerçeklik istediğimiz her an sanata dönüştürebileceğimiz bir şey değil ki.
 elimizin altında bir şey değil ki gerçek. 
onu simyacı gibi alıp hoop sanata dönüştürelim şiire dönüştürelim..." 

Aynen öyle... Hele ki "Gerçek nedir?" diye sorgulayan bir bünyeye sahipsen dahada zor. Yaşanılanları önce bünye özümseyecek ki zamanla gerçekliği kazansın öğrenilenler. 
Sonra sonra dökülüyor içindekiler. Kimi gerçekliğini yitirerek kağıda kimi gün yüzünü göremeden suya yazılıyor. Ben sahibine ulaştığını hiç görmedim. Sayısız gerçekliğin çöplüğünü oluşturuyor not defterim. Ulaştırabildiklerim yani titrek ellerin tereddüt eden aklın elinden sıyrılanların da yaşadığımı sandığım gerçekliğe haiz insanlara gidememiş meğer benim gerçeklerim onların değilmiş.

12.8.14

uzun bir ara vermişiz. derin bir soluklanma dönemi olmuş belkide soluklanamama dönemi. bilemiyorum hayat çelişkilerle dolu. Hani kendinden bir parçadır bırakamazsın ya onun gibi sürekli geldim ben siz fark etmediniz. elim vardı da yüreğim yetmedi yazmaya bakıp bakıp çıktım mekana. Ama bu tutukluluğa son verme zamanı geldi...

Sayfalar