3.1.12

“Sen nasılsın”… Cevabını aslında çokda merak etmediğin sorulardan. Bencillik hakim; çok çok bahsettim kendimden peki sen nasılsın, aslında yoruldumda konuşmaktan belki sıkıldım anlatmaktan hani kelimelerin boğazı kurumuştur bir damla su ister yada arada es ister notalar öyle bir şey ya bu… olurda dinlerim belki yerde edinir aklımda ama öteye gitmez sorarım ve o orada havada asılı kalır cevaplarıyla anlamsızlığıyla durur öylece kimse üstüne almadıkça sahipsizdir tüm heceleriyle.

Oysa karşındaki anlatır kendini vurgularıyla… İyiyim der belki de iyi değildir. İşte ordaki “iyi” tanıdığın ama pekde konuşmadığın biriyle karşılaştığında kullandığın sıradan bir tanımdır. Sana nasılsın der sende iyiyim dersin. Bu yeterlidir bu yüzden senle konuşmayı sürdürmesine gerek kalmaz. Sonra kendini iyi hissedebilir çünkü soracak kadar düşünceli davranmıştır. Artık başka bir soru sormaya gerekte yoktur. Eğer gerçekten bir şeyler kötü olsaydı zaman ayırıp dinlemek istemesen bile dinlemek zorunda kalırdın. Oysa monolog olsun die iyi demiştir insan. Gerçekten merak edildiğin bir nasılsında çözülür o “iyi”… anlatsanda anlamıyacak birine yormazsın nefesini. Çünkü buna gerek yoktur. Ne kadar çok heceyi yanyana getirsende herhangi bir bağlaçla kelimeleri birbirine bağlasanda onun için anlam ifade etmez. Bir “iyi”yimden öteye gitmezdi cümleler. Tüm bunları geçtim…

pekiii “SENİ SORDUM SENİ!!! SEN NASILSIN?”

1 yorum:

Sayfalar